10 Ocak 2008 Perşembe

unsuzlerle ilgili ozellikler

Ünsüz Uyumu

Yukarıda ünsüz fonemlerin ötümlülük ötümsüzlük açısından ikiye ayrıldığına değinilmişti. Ünsüz uyumu, ötümlülük-ötümsüzlük benzeşmesidir. Yani bir sözcük ötümsüz ünsüzle bitiyorsa ötümsüz ünsüzle başlayan bir ek alır; ötümlü ünsüzle bitiyorsa ötümlü ünsüzle başlayan bir ek alır:

iş > iş-çi
kes- > kes-ti
üç > üç-te
kök > kök-ten
nazar > nazar-dan
dil > dil-de vb.

Türkçenin bu özelliğinin de zaman zaman dikkate alınmadığı, işci, kesdi, üçde vb yanlış söyleyiş ve yazılışların ortaya çıktığı görülmektedir.

Ötümlüleşme-Ötümsüzleşme

Ünsüzlerin yumuşaması-sertleşmesi olarak bilinen bu olay, Türkçede çok boyutlu ve zaman zaman kuraldışı gelişmelerle doludur. Burada bu ses olayının tüm boyutları değil, kullanıma en çok yansıyan, en çok hata yapılan yönleri incelenerek bir özetleme yapılacaktır:

Türkçe Sözcüklerde:

*Eğer sözcük tek heceliyse ve p, ç, t, k ünsüzlerinden biri ile bitiyorsa, ünlü ile başlayan bir ekten önce iki ayrı gelişme ortaya çıkar:

Sözcüğün ünlüsü Türkçenin eski dönemlerinde uzun ise, bu durumda p, ç, t, k ünsüzleri ötümlüleşerek sırasıyla b, c, d, ğ ünsüzlerine değişir.

gök > göğ-e
çok > çoğ-u
but > bud-u
kurt > kurd-u
uç > uc-u
güç > güc-ü
kap > kab-ı vb.

Sözcüğün ünlüsü Türkçenin eski dönemlerinde kısa ise, bu durumda p, ç, t, k ünsüzleri korunur:

at > at-a
bat- > bat-ı
saç > saç-ı
ip > ip-i
ok > ok-u
yük > yük-e vb.

*Bu durumun istisnaları da vardır. Örneğin eski yut- eyleminin eski bir türevi olan yud-um'da t ünsüzünün ötümlüleşmesine karşın bugün bir ünlüden önce bu sözcüğün t'si konmuyor:

yut-ar
yut-acak vb.

*süt sözcüğü bugün yaygın söyleyiş ve imlada süt-ü, süt-e biçiminde eklenirken, eskiden uzun ünlülü olduğu için süd-ü biçimi de görülebiliyor. *Çok heceli Türkçe sözcükler için kural daha basittir. Bunların sonunda yer alan ç, t, k ünsüzleri, ünlü ile başlayan bir ekten önce ötümlüleşir:

ağaç > ağac-ı
yamaç > yamac-ı
ufak > ufağ-ı
kulak > kulağ-ı
kanat > kanad-ı
geçit > geçid-i

*Yeni türevlerde t sesi ile ilgili olarak Türkçenin bu eski ses yasasının çok iyi işlemediği görülüyor:

konut-u
taşıt-ı
yakıt-ı vb.

*yanıt sözcüğü çok eski olmakla birlikte, dil devriminden sonra canlandınldığı için yeni türevler gibi ötümlüleşme kuralının dışında kalmıştır: yanıt-ı.

Alınma Sözcüklerde

Alınma sözcüklerde durum daha karmaşıktır.

*Türkçede söz sonunda ötümlü b, c, d, g ünsüzleri bulunmadığı için (sac "üzerinde hamur pişirilen alet", yad "yabancı", ad sözcükleri dışında!) alınma sözcükler de büyük ölçüde bu kurala uyarlar.

Arapça kitab > Türkçe kitap
Arapça hesab > Türkçe hesap
Farsça ceng > Türkçe cenk
Farsça reng > Türkçe renk
Fransızca methode > Türkçe metot
Fransızca etude > Türkçe etüt vb.

*Ancak bu sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında ötümlülük yeniden ortaya çıkar:

kitap > kitab-ı
hesap > hesab-ı
cenk > ceng-i
renk > reng-i
metot > metod-u
etüt > etüd-ü

*Bazı sözcüklerde Türkçeleşme ileri ölçüde olduğundan, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında, söz sonundaki ötümsüz ünsüz eski ötümlülüğüne dönmez:

Arapça şabb > Türkçe şap, şap-ı
Farsça seped > Türkçe sepet, sepet-i
Fransızca tube > Türkçe tüp, tüp-ü

*Az sayıda Arapça, Farsça sözcükte, söz sonundaki ötümlü ünsüzler korunmuştur:

ab "su"
hac
had

*Batı kökenli, çok heceli sözcüklerin sonundaki g ünsüzü Türkçede yalın durumdayken genellikle korunur, ünlü ile başlayan bir ekten önce sızıcılaşarak ğ'ye döner:

diyalog > diyaloğ-u
fizyolog > fizyoloğ-u
antropolog > antropoloğ-a vb.

*Fransızca ve İngilizce kökenli sözcüklerin sonundaki b ve d ünsüzleri ise, sözcük yalın durumdayken ötümsüzleşir, ünlü ile başlayan bir ek alınca eski durumuna döner:

Fransızca bande > Türkçe bant, band-ı
Fransızca acide > Türkçe asit, asid-i vb.

*Sonu ötümsüz ünsüzle biten alınma sözcüklerde kural daha basittir. Bunlar Türkçede ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında ötümlü ünsüzleri büyük bir çoğunlukla korunur:

hukuk > hukuk-un
evrak > evrak-ın
kaset > kaset-in
şut > şut-un
tip > tip-in vb.

*Az sayıda alınma sözcükte Türkçenin eklenme ile ilgili ses yasası işler ve ötümsüz ünsüzler ötümlüleşir:

sokak > sokağ-ı
kontak > kontağ-ı
teknik > tekniğ-i
grip > grib-i
grup > grub-u
elektrik > elektriğ-i vb.

Ünsüz Türemesi

Ünsüz türemesi olayını, sözcükte ve eklenmede olmak üzere ikiye ayırabiliriz.

Sözcükte ortaya çıkan ünsüz türemesi olaylarının bir bölümü zaten yazı diline girmiştir ve sözcük bu biçimiyle sözlüğe girdiği için söyleyiş ve yazıda sorun çıkmaz:

ur- > vur-
örküç > hörküç
tuç > tunç
aveng > hevenk vb.

*Bir kısım sözcükte ise değişim yalnız ağızlarda gerçekleşmiştir ve yazıya yansıtmamak gerekir:

is > his
kılıç > kılınç
tüfek > tüfenk
fişek > fişenk
elbet > helbet vb.

Batıdan gelen yeni ödünç sözcüklerde y türemesi konusunda
(piano > piyano, dialog > diyalog vb.) bkz. İMLA.

t Türemesi

Ünlü ile biten bazı Arapça ödünç sözcükler -en Arapça belirteç ekini aldıklarında arada bir t sesi türer:

cümle-t-en
madde-t-en
ilave-t-en
idare-t-en

v Türemesi

Yine ünlü ile biten Arapça ödünç sözcüklere nispet i'si eklendiğinde arada bir v ünsüzü türer:

aile > aile-v-i
sene > sene-v-i vb.

y Türemesi

Türkçede en yaygın ünsüz türemesi eklenme sırasında yanyana gelen iki ünlünün arasında türeyen y yardımcı ünsüzüdür.

*Yaygın olarak kaynaştırma ünsüzü denilen bu ses Türkçenin tek yardımcı ünsüzüdür ve yanlış olarak yardımcı ünsüz olarak adlandırılan ş, n, s seslerinin farklı açıklamaları vardır:

*ş ünsüzü sadece ünlü ile biten sayı adlarına -ar,-er üleştirnıe eki geldiğinde ortaya çıkar:

iki-ş-er
yedi-ş-er vb.

Burada ş'nin yardımcı ses olduğu sanılıyor. Gerçekte ş sesi beşer sözcüğünün yarılış çözümlenmesi sonucu (yani beş-er yerine be-şer) ortaya çıkmış ve ünlü ile biten diğer sayılara da eklenmiştir. Kurallı biçimlerin iki-y-er, yedi-y-er vb. olması gerekirdi.

*n ünsüzü çeşitli durumlarda bir yardımcı ses gibi görünüyor:

bu-n-a, o-n-dan, ev-i-n-i, kendi-n-e, anne-n-in vb.

Bu örneklerde de yardımcı ses olarak y'nin kullanılması beklenirdi. Ayrıca o-n-dan, tepe-si-n-de gibi örneklerde zaten bir yardımcı sese gerek de yoktur. Buralarda görülen n sesi Türkçenin en eski dönemlerine ait bir zamirin kalıntısıdır.

*Benzer olarak s ünsüzü de çok eski dönemlere ait bir zamirin kalıntısıdır ve bugün sadece ünlü ile biten adlara eklenen tekil üçüncG kişi iyelik ekinden önce görülür:

masa-s-ı
yazı-s-ı vb.

Ünsüz İkizleşmesi

Türkçe Sözcüklerde

Türkçe sözcüklerde, kök ve gövdede ikiz ünsüzlere çok rastlanmaz. yassı, ıssız, anne, belli, elli, ıssız gibi sayılı bir kaç sözcükte görülür ve zaten yazı dilinde bu biçimleriyle yer alırlar.

*Yalnız ağızlarda görülen yeddi, sekkiz, dokkuz, eşşek, aşşağı gibi ikizleşmeleri ise yazıya yansıtmamak gerekir.

Alınma Sözcüklerde

Alınma sözcüklerde ikiz ünsüzler çok ve çeşitlidir. İkiz ünsüzle biten çok sayıda Arapça sözcük Türkçede yalın durumda tek ünsüzle söylenir ve yazılır. Ancak sözcük ünlü ile başlayan bir ek alınca ikiz ünsüz yeniden ortaya çıkar:

sırr > sır, sırr-a
redd > ret, redd-i
hiss > his, hiss-i
hacc > hac, hacc-a
afv > af > aff-a
hall > hal, hallet-
fenn > fenn-i
hat > hat, hatt-ı
had > had, hadd-i
mühimm > mühim, mühimmat vb.

*zücaciye, cüzam, Zelanda sözcüklerinin züccaciye, cüzzam, Zellanda gibi ikiz ünsüzlü biçimde söylenmesi ve yazılması yanlıştır.

*Yine alerji, koleksiyon, entelektüel, kolektif gibi batı kökenli sözcüklerin allerji, kolleksiyon, entellektüel, kollektif biçiminde ikiz ünsüzlü olarak söylenrrıesi yanlıştır.

Göçüşme

Bir sözcükte iki ünsüzün yer değiştirmesi olayıdır. Bazı örnekler yazı dilimize girmiştir:

Farsça çahar yek > Türkçe çer yek > çeyrek
Yunanca boreas > Türkçe poyraz
Edrine > Edirne

Diğer örnekler büyük çoğunlukla yalnız konuşma diline aittir. Bunlardan en yaygın olanları yalnız ve yanlış sözcükleridir. Bu sözcüklerin sık sık yanlız ve yanlış biçimlerinde yanlış söylendiği ve yazıldığı görülüyor.

Konuşma diline ait diğer yaygın göçüşme örneklerinin bir bölümü şunlardır:

Doğru Yanlış
ekşi eşki
köprü körpü
perhiz pehriz
memleket melmeket
sarımsak sarmısak
bayram baryam
kibrit kirbit
yaprak yarpak
gömlek gölmek
Meryem Meyrem
kirpik kiprik
lanet nalet
öğren- örgen-
satranç santraç

Hiç yorum yok: